27 Ekim 2011 Perşembe

Bir dizi, bin ah

Haberleri izliyoruz, gazeteleri okuyoruz. İçimiz sızlıyor, üzülüyoruz. Sonra? Elimize geçen en büyük torbaya/kutuya/çantaya oradaki insanları sıcak tutacak ne varsa dolduruyoruz: Bere, atkı, çorap, polar, eldiven, polar battaniye, bot, hatta ısıtır diye termofor... Diyorlar ki "Göndermeyin boşuna, ulaşmaz." E ama ben gönderirim, ulaşıp ulaşmaması aradakilerin vicdanına kalmış. Ötesine bir şey yapamam. Keşke gidip kendi ellerimle teslim edebilsem... Ağzının kenarıyla "Ulaşmaz" deyip hiçbir şey yapmadan oturmak mı evla? Aklıma, poşetin içine bir not koymak geliyor, ama aceleden unutuyorum. Dilerim yerini bulur, dilerim ihtiyacı olan birilerini ısıtır... "Geçmiş olsun" demek istiyorum, dilerim geçer...

Dün akşam House izliyordum. Enkaz altında geçen bir bölüm vardı, dehşetle izledim. 6. sezon, 13. bölüm. Acayip bir sezon finali doğrusu. Bir vinç devrilmiş, altında yaralı birinin olduğunu fark ediyor House. Kimse ona inanmasa da, inat edip iniyor enkaz altına. Ve bir kadın yakalıyor bastonunu. Siyahi bir kadın, yaralı. Adı Hanna. 

House, kadının yanında kalıyor, onu teselli etmek için. Çünkü kadının konuşacak, yanında kalacak birilerine ihtiyacı var. Dua etmek istiyor kadın. House Tanrı'ya inanmadığını söylüyor. Kadının cevabı: "Ben de". Bir ara kadın diyor ki: "Hep iyi şeyler yaparsam, iyi bir insan olursam; başıma iyi şeyler gelir diye düşünürdüm." Ama ne yazık ki böyle bir şey değil hayat. 

Kocasının doğum günüymüş meğer o gün, kadın da ona hediye olarak bir tatil fotoğraflarını çerçeveletmek üzere dükkana geliyor ve her şey bir anda çöküyor. House'la konuşurken cep telefonunu istiyor ve kocasını arayıp özür diliyor: "Doğumgününü mahvettim, üzgünüm..." Halbuki iyileşmesi, iyi ve yanında olması; kocası için en büyük hediye... 

Bütün çabalara rağmen bacağı kesilmesi gereken Hanna'nın tercihi ısrarla bacağını kaybetmemekten yana. Kocasının bacağını çok sevdiğini, kesilmesinin kocasını üzeceğini düşünüyor çünkü. Cuddy bacağının kesilmesinden yanayken, House kendi bacağına olanların onunkine de olmasını istemiyor.


Sonunda mı? Kadını kurtarmak için bacağını kesmek zorunda kalıyor House. Bacak mı kadın mı derken, House kadını kurtarmayı seçip bacağı kesiyor. Hem de enkaz altında. Hem de uyuşturma şansı olmadan! Kadın ambulansa bindirilirken kocasından özür diliyor bir kez daha: "Bacaklarımı severdin, ama artık biri yok." Sonu ise kötü... Ne yazık ki, ne bacak kalıyor ne de kadın kurtuluyor... House'un tüm müdahalesine rağmen hem de. (House ve Cuddy arasında olanları ise anlatmayayım, ama kaçırılmaması gereken bir bölümdü.)

İzlediğim en acayip bölümlerden biriydi dünkü House. Gözümü kırpmadım. House'ın en "insancıl" anlarına tanıklık etti izleyici sanırım. 

Çaresizlik, korkunç bir his... Ama çaresizlikten de kötüsü, vicdansız insanlarla aynı havayı solumak zorunda kalmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder