La Mamma Morta... Umberto Giardano'ya ait Andrea Chénier operasından, Maria Callas'ın seslendirdiği bu aryayı ilk duyduğumda, Bornova'daki kötü bir sinemada Philadelphia filmini izliyorduk. Yıl 1993 ya da 1994 olmalı.
Opera delisi sayılmam. Ama filmdeki arya sahnesi çok sarsıcı, kırılgan bir sahneydi. Koca sinemada sadece 2 kişiden burun çekme sesleri geliyordu. Ağlayanlardan biri ben, diğeri de yanımda oturan fermina daza'ydı.
Ergen hassasiyetini geçersek, hala ne zaman bu aryayı duysam bu sahne aklıma geliyor ve gözyaşı bezlerim kaşınıyor, burnumun direği sızlıyor, tüylerim diken diken diken oluyor. Bu sahnede Maria Callas'a duygularıyla dublaj yapıyor Tom Hanks. Acının her zerresini hücrelerinde hissediyor sanki. Callas'a ise diyecek bir şeyim zaten olamaz.
Film, eşcinsellere yapılanlar, AIDS virüsü taşıyanların yaşadıkları konusunda çok düşündürmüştü beni. Şöyle yazmışım sözlüğe:
" tom hanks'in ner kelimenin, her çığlığın üzerinde tutkuyla durduğu, serum ayağını da kendine kavalye yaptığı sahne. 'aile babası' avukatı bile bile allak bullak edecek sertlikte bir gerçeklik. avukatın yüzüne vuran alevlerden daha fazlası; şaşkınlık, sarsılmışlık... filmin koptuğu sahne bu benim için. her şeyin kırıldığı an.
önyargılar, korkaklık, sığlık, merhametsizlik ve yalan... ama her şeyden önemlisi, bize öğretilenlere karşı çıkış. bizim gibi olanlarla arkadaşlık etmeyi, bizden farklı olanlardan kaçmayı öngören anlayış. onları elimize batmış kıymık gibi hayatımızdan çıkarmaya çalışmak. belki biz çocuklarımızı böyle yetiştirmeyeceğiz, ama nasıl olursa olsun, 'farklı' olurlarsa eğer; böyle olmanın canlarını yakacağını bilecekler, çünkü öğretenler hep çevrelerinde olacak. okullarda, iş yerlerinde; hep böylelerinden kaçmayı öğretmediler mi bize? açıkça söylemedilerse de onlardan uzak durduk. onları 'tuhaf' bulduk, belki de zavallı. asıl zavallının kim olduğunu bilmeden... özetle, mükemmel bir film. tom hanks hele, mükemmel oynamış. evet, bize açıkça anlatın her şeyi, 6 yaşında bir çocuğa anlatır gibi. ki net olsun."
Ve işte arya... Kan, gözyaşı, acı ve yangın... Önce filmdeki o sahne, sonra sadece Maria Callas.
Sözleri (kaynak: ekşi sözlük/tadzio)
"la mamma morta m'hanno
alla porta della stanza mia;
moriva e mi salvava!
poi a notte alta later,
io con bersi errava,
quando ad un tratto
un livido bagliore guizza
e rischiara innanzi a' passi miei
la cupa via!
guardo!
bruciava il loco di mia culla
così fui sola!
e intorno il nulla!
fame e miseria!
il bisogno, il periglio!
caddi malata,
e bersi, buona e pura, and bersi,
di sua bellezza ha fatto un mercato,
un contratto per me!
porto sventura a chi bene mi vuole! .
fu in quel dolore
che a me venne l'amor!
voce piena d'armonia e dice:
vivi ancora! io son la vita!
ne' miei occhi è il tuo cielo!
tu non sei sola!
le lacrime tue io le raccolgo!
io sto sul tuo cammino e ti sorreggo
sorridi e spera! io son l'amore!
tutto intorno è sangue e fango?
io son divino! io son l'oblio!
io sono il dio che sovra il mondo
scendo da l'empireo, fa della terra
un ciel!
ah! io son l'amore, io son l'amor, l'amor
e l'angelo si accosta, bacia,
e vi bacia la morte!
corpo di moribonda è il corpo mio.
prendilo dunque.
io son già morta cosa!"
meali
"öldürdüler annemi, odamın girişinde,
beni kurtarmak için öldü o, gecenin köründe,
bersi'yle şöyle bir gezintiye çıkmıştım,
kurşuni bir ışık parıldadı ve önümü aydınlattı karanlık caddede,
baktım ona,
çocukluk evim alevler içindeydi!
yalnızdım ve hiçlikle kuşatılmış,
açlıkla ve fakirlikle, yoksunlukla ve tehlikeyle kuşatılmış,
hastalandım,
ve bersi , öyle iyi ve saf ki
güzelliğini sattı benim için,
beni seven herkese talihsizlik getirdim,
işte o zaman, mutsuzluğumlayken,
aşk bana geldi
ve tatlı, ezgili bir sesle mırıldandı;
yaşamalısın! ben hayatın kendisiyim.
cennet, gözlerimde,
yalnız degilsin,
gözyaşlarının göğsüme düşmesine izin ver
seninle yürüyeceğim ve sana kuvvet vereceğim!
gülümse ve umutlan!
ben aşkım,
kan ve çamur, hepsi de etrafındalar mı?
ben kutsalım! sana unutturabilirim!
ben gökten dünyaya inen tanrıyım,
ve ah dünyayı cennete çeviren,
ben aşkım, aşkım, aşkım,
ve melek yaklaştı, öptü beni
ve bu öpücükteki ölüm'dür,
can çekişen beden benim bedenimdir
anlayın o zaman,
şimdiden onun kadar ölüyüm ben de."