30 Ocak 2012 Pazartesi

İzmir'de son gün

Dario Moreno, demiş diyeceğini. Adamlar da bir plakete yazıp çakmışlar bir zamanlar yaşadığı evin duvarına. Günün birinde İzmir'e ya da bir Ege kasabasına yerleşme fikri hiç de fena gelmiyor kulağa. Romantik...


İstanbul'da kar yağdığı haberleri gelmeye devam ediyor. İzmir'de ise yine güneşliydi hava. Bugünkü istikamet önce Asansör, sonra Mayda Köşkü, Uşakizade Köşkü ve Kadifekale.

Asansör, yazar Marc Levy'nin dedesi iş adamı Nesim Levi (Bayraklıoğlu) tarafından 1907'de yaptırılmış. Asansör sayesinde 58 metre yükseklikteki Mithatpaşa ile Halilrıfatpaşa arasındaki 155 basamağı tırmanmak yerine kolayca çıkmak mümkün hale gelmiş.

Mayda Köşkü
Mimari açıdan nefis bir köşk olan Mayda Köşkü ise İzmir'in ilk ortodontist diş hekimi Ayşe Mayda'ya ait. Köşk, İzmir Türk Koleji'ne çok yakın bir noktada yer alıyor. 

3 katlı Uşakizade Köşkü de kolejin bahçesinde. Mimari açıdan çok dikkat çekici sayılmaz,  ama tarihi önemi elbette büyük. Köşk, Latife Hanım'ın büyükbabası tarafından yaptırılmış ve yazlık köşk olarak düşünüldüğü için de İzmir'in en serin yerinde yapılmasına özen gösterilmiş. En serin bulmanın yöntemi de şuymuş: Eti yüksek bir yere asıp etin en geç sürede çürüdüğü yeri tespit etmek.

Son durak da Kadifekale. Bütün İzmir ayaklarınızın altında. Manzara dışında pek bir şey yok çevrede. Fotoğrafta ortada görülen yeşil alan, bir zamanlar İzmir yazlarını hareketlendiren, çocukluğumu şenlendiren fuar alanı...

Kadıfekale'den İzmir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder