Ocak'ın son günü...
Bu tarihin bir başka anlamı var. Bugün, bir devir daha kapatılmaya çalışılıyor. Artık Haydarpaşa Garı'ndan trene atlayıp Ankara'ya gitme zevkimiz olmayacak. Ya da Ankara'dan gelen arkadaşlarımızı Haydarpaşa Garı'nda karşılama keyfimiz... Gar Restoran'da iki tek atıp Ege mezelerinin tadına bakma şansımız da. Bugün Haydarpaşa'dan son dış hat seferi yapılacak ve sonrasında 2 yıldan fazla bir süre, (söylendiği kadarıyla hızlı tren raylarının yapılması nedeniyle) İstanbul-Anadolu arasındaki demir ağlar kullanım dışı kalacak.
Tren yolculuğunu severim. Haydarpaşa'yı da. Bu kadar uzun süre kaptılmasına ve bu kadar insanın mağdur edilmesine gerek var mıydı, başka bir çözüm bulunması gerçekten mümkün değil miydi? Hep birlikte göreceğiz. Dilerim, Haydarpaşa Garı üzerindeki bazı ticari planların gerçekleştirilmesi için bir kılıf değildir bu. Çok safça düşünüyorum sanırım. Di mi?
Trenimize Dokunma dediler, ama hiçbir şey değişmedi ne yazık ki. Mehveş Evin'in
dünkü ve
bugünkü yazısı da saflığın lüzumu yok dedirtiyor. İstanbul'la ilgili birçok şey, elimizden kayıp gidiyor. Hatıralarda kalsın isteniyor. Bu hoyratlığın adı da "modern restorasyon". Can sıkıcı...
Kar hızını artırınca, Dali sergisine bugün gitmekten vazgeçtik. Dali miyiz neyiz, diye bayat espriler bile yaptık. Kahve-kurabiye stoğu yeterli. Gazete-kitap da var kafi derecede. Mis.
Yoda kar avında
Yoda ise sabahtan beri pencere ya da balkon kapısı önünde. Umutsuzca dışarı bakıyor, düşen kar tanelerini yakalamaya çalışıyor. Yakalayamayınca sinirleniyor bir de.
|
Azıcık daha atletik olsam, kesin yaparım bence! |
|
Off, çok mutsuzum yarebbim! |
|
Obi, gel bak olm yukarıdan bir şeyler düşüyor! |
|
Acıktım kar peşinde koşarken ha! |
|
Valla oluyordu bu sefer |
|
Evet evet, hah |
|
Cık, yine olmadı |
|
Niye tutamıyorum, anlamıyorum |
|
La olm Obi, yardım etsene be |
|
Abicim kar-mar, boş işler bunlar! |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder