5 Haziran 2012 Salı

Kediler krallara bakabilir

Kedilere getirilmiş entelektüel bir bakışa yer vereyim dedim. Enis Batur'dan kedilere dair...

"Kediler krallara bakabilir.


Her şey iyi de, diyeceksiniz, kedi sevmek nedir? Kedi sevmek insanları, sokakları ve şeyleri sevmekten farklı bir şey mi? Bilge Karasu, 'Kedi sevmek, kedinin, kendisini seven (kendisinin de sevdiği) kişi karşısındaki umursamaz bağımsızlığını baştan kabul etmek demektir' der bir masalında, ben bu farklı sevme biçimini bundan daha iyi tanımlayan bir cümleye rastlamadım
bugüne dek.

Sahip olmayı yadsıyarak ya da sahip olmamayı göze alarak sevmek insanoğluna pek güç gelir. Sevgiyle mülkiyet duygusu öteden beri ortak yaşar onda, sevgi bağını çoğu kez de tek yanlı, gerçek bir bağ haline sokmaya alışmıştır.

Sevdiği kişinin bağımsızlığına da, kendi bağımsızlığına da kolay kolay katlanamaz. Bunu eleştiri, suçlama konusu saymamak gerek gene de: İnsanlar, eninde sonunda, kedi sevenler ve sevmeyenler olarak da pekala ikiye ayrılabilirler. Bir de, benim gibi, yolun sonuna varamayacağını bile bile kedi sevmeyi öğrenmeye çalışanlar vardır.

Kedinin sevgi 'anlayış'ındaki farklılık, gülünç gelebilir ama farklı bir mantığa bel bağlamasından gelir. İnsanlar, kendi doğalarının terimleriyle sevgisiz, hain ya da bencil sayarlar ya kediyi, onun herhalde bu tür kaygıları yoktur. Oynaşmak; sevmek, sevilmek istediği an buradadır. İstemediğinde çekip gider, sizin doyumunuz yarıda kalmış, ona vız gelir.


Değişik çağlarda, değişik uygarlıkların insanları için “iyi”ve “kötü” kutuplarında değerlendirilmiş olması da bu yanına bağlanabilir. Kuzey Amerika yerlilerinden Pawnee’ler için dokunulmaz bir kutsallığı vardı kedinin: Beceriyi, hızlı idraki, hatta dehayı simgeliyordu.

Sumatra yerlileri ise, tam tersine, onu cehennem uyruklu saymışlardı. Kara kedi bir yana, Müslümanlar için uğurlu; İrlanda geleneklerine göre uğursuz olmasa bile tekinsiz bir yaratıktı. Mısırlılar ise bir tanrı gözüyle bakmışlardı kediye. Gene de, Budistler kadar kediden uzak durmaya çaba gösteren inanmışlar olmamıştır dense yeridir. Onun, yılanla birlikte, Buda’nın ölümünden duygulanmayacak kadar mağrur davranmış olması bağışlanamamıştır.

Kediler mağrurdurlar gerçekten de. Alis’in dediği gibi onlar 'Krallara bakabilirler' ve bir şairimizin tamamladığı gibi 'Hatta onları tırmalayabilirler' de.

Kralların yaşadığı ülkelerde, insanların kedilerden öğrenebilecekleri bir şey vardır."


İnsanlığın Maru'dan öğrenecek az şeyi olduğunu düşünmüyorum...

6 yorum:

  1. Maru adamım benim yaa :)) sıkıldıkça videolarını izleyip gülüyorum...

    YanıtlaSil
  2. Cool Maru :) Can sıkıntısına birebir, bu aralar günde 3-4 doz izlesek fayda eder mi acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3-4 doz video... 5-6 doz evdekileri mıncıklama... 1-2 doz da dışardakilere salça olma eklersek sanırım biraz tesir eder :)

      Sil
  3. Video dozlarına müzik dinlemeyi de ekleyelim. Evdekiler zaten illa sevilecek. Dışarıdakiler da tamam, her gün salça oluyorum. E akabinde birkaç gün de gazete okumazsam, daha iyi olabilirim sanırım. Ha bir de Yaşar Usta dondurması. Reçetem hazır :)

    YanıtlaSil
  4. eh, artık cillop gibi olurum di mi :)

    YanıtlaSil