Gabriel Garcia Marquez; sevdiğim, okurken sayfaları arasında kaybolup hiç bitmesin dediğim şahane kitapların yazarı... "Aşk ve Öbür Cinler", "Yüzyıllık Yalnızlık", "Kolera Günlerinde Aşk", "Kırmızı Pazartesi" ilk aklıma gelenler...
Alzheimer ise en çok korktuğum, kelimeleri, bildiğiniz her şeyi yavaş yavaş sizden uzaklaştıran, en sonunda da her şeyinizi elinizden alan korkunç bir hastalık...
En korktuğum şeylerden biri bu: Kelimelerin tükenmesi. Konuşmak, yazmak; ifade etmek isterken bomboş, şaşkın ve ne yapacağını bilemeden kalakalmak. Kafanın içinde sözcüklerin seslerini duymak, boşlukta birbirlerine çarpışlarını hissetmek ama karanlıkta uzaktan sana göz kırparlarken derdini anlatamamak...
Ve öğreniyorum ki, ikisi bir araya gelmiş. Alzheimer ve Marquez. Eğer doğruysa, çok üzüldüm. Dünyası kelimeler olan birinin elinden çekip alınıyor her şey. İğrenç bir hastalık yüzünden. Zaten "öldü" haberleri dolaşıp duruyor, rahat bıraksalar ya adamı...
Bir de şöyle bir veda mektubu var ki, çok fena...
Haber için tıklamak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder