16 Mayıs 2012 Çarşamba

Mayıs sıkıntısı

Bazen bir yabancılık hissiyle uyanıyorum... Daha çok hafta içi sabahlarında, işe gitmek üzere erken kalkmak zorunda olduğum günlerde yaşıyorum bu hissi. Mutsuzluk değil bu, zira mutluyum. Otomatikleşen yüz yıkama, diş fırçalama ayrıntılarının ardından önce gardırobun önünde dikilip sonra da içine kafamı sokup bir şeyler aramak, alelacele giyinip kapıda ağlayan oğlanları şöyle bir sevdikten sonra koşturmakla son buluyor evdeki o sayılı dakikalar... 

Bey o esnada mışıl mışıl uyuyor oluyor. Saat çalsa da umrunda değil. Bazen bir an "Amaan boşver" demek, tekrar pijamalarımı giyip yine yanına kıvrılmak istiyorum. Ama okulu ekmek kadar kolay olmuyor işte işi asmak... Büyümek? Böyle bir şey sanırım.

Bu hissiyat böyle yağmurlu ve kasvetli günlerde oluyor genelde. Güzün doğmuş olsam da sevmiyorum kapalı hava. Neden seveyim ki hem güneş varken?

İşe gidiyorum, gün boyu debeleniyorum filan; sonra yine evime geliyorum, iyi hissediyorum yine...

O değil de kıvırcık kedi var mı? Evdeki beyler, I levye.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder